Archives for Ekim, 2013
BİRİLERİ DERS ALMAMIŞ AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, ODTÜ’de yol yapımı için gece yarısı başlatılan operasyona sert tepki gösterdi. Ripert özetle şu mesajları verdi: “(ODTÜ’de yaşananlar) Nihai kararı beklemeden bunu yapmaları talihsiz bir durum. Görüşmeler sürüyordu. Bu bazılarının işini yapmadığının da göstergesi. Vali mi, belediye başkanı mı şuan da tam hatırlamıyorum ama […]
Bu gün Kazdağlarında direniş vardı, sonuna kadar devam edecek bu direniş… Kazdağlarına yönelik hunharca saldırılar devam ediyor. Bir yandan altın aramayla doğayı yok etmeye çalışırlarken, öbür yandan HES e peşkeş çekiliyor. Kazdağlarının doğası yok ediliyor. Temiz su kaynaklarıyla, bol oksijeni , zeytin ağaçları ile ün salmış, bunun yanında zengin bitki örtüsü olan Kaz dağlarının ölüm […]
(Hayali bir açılış konuşması) “biliyorsunuz, ulus kent merkezinde bir tane antik roma tiyatrosu vardı. Pislik, mezbelelik halindeydi… başkan, onu aslına uygun bir şekilde restore ediyor. Caaanım mozaiklerle mermer taşlarla filan… bittiğinde pırıl pırıl güzel bir tiyatro olacak. şimdi, bunların odaları filan var ya, istemezükçüler şimdi tutturmuşlar restorasyon yapılmıyormuş da yeniden yapılıyormuş.. velev ki yeniden yapıldı. […]
ADA Sen bana öyle bakıyorsun ya Öyle büyük bir aşkla Yüreğim büyüyor… Yakında bir ada görürsen karşında Sakın şaşırma O ada benim yüreğim Yaşayacağın yer Kutsal adamız… …… TOPRAĞIMI BEKLERKEN 1. Dublede Herşey yarım kaldı bugün Muhabbet yarım kaldı Sofra, yarım kaldı Bedenim, yarım kaldı Ben, yarım kaldım YARIM, NERDE KALDI… 2. Dublede… […]
“Kurban” adı altında yeryüzünü birlikte paylaştığımız kuzulara, keçilere, koyunlara, danalara karşı ve “dini vecibe” kisvesiyle girişilen katliamı sadece hayvanlar için değil, ciddi bir vahşet duygusunu hep canlı tuttuğu için insanlar için de dehşet verici buluyorum. Ve çocukluğumdan beri bunun “bayram” ile bir ilgisini göremiyorum. 21.yüzyılda dinin feodal çağdan kalan “yeme-içme-kurban etme-ritüel-düğün” alışkanlıklarını modern şehirlerin içinde […]
Keşke karşıyaka sahildeki Attila İlhan büstü saçlarını ve paltosunu rüzgarda savuran bir heykel olsaydı.. Hem o’na hem de durduğu yere daha çok yakışırdı sanki… Düşünenler ve yapanlar sağolsunlar ama her geçtiğimde oradan bu put gibi duran büstü ve arkadaki eser listesini Attila İlhan’ın romantizmine, coşkusuna pek yakıştıramıyorum. Neyse, bugün günlerden Attila İlhan… Geçenlerin ardında elde kalanı […]